Cardiac and respiratory changes in the medium term after lung resection
Citation
Kaplan, T., Tanindi, A., Ugurlu, M., Han, S., & Tore, H. F. (2015). Akciğer rezeksiyonu sonrası orta vadede kalp ve solunum fonksiyonlarında değişiklikler. Archives of the Turkish Society of Cardiology, 43(5), 434-442. https://doi.org/10.5543/tkda.2015.58566 Abstract
Objectives: The aim of this study was to assess the cardiac
and respiratory functions at the 6th postoperative month, in
lung cancer patients undergoing segmentectomy/lobectomy
or pneumonectomy.
Methods: Thirteen segmentectomy/lobectomy and 5 pneumonectomy
patients with lung cancer were consecutively
enrolled between April 2012 and February 2014. All patients
underwent respiratory function tests and transthoracic echocardiography
preoperatively and at 6 months postoperatively.
Results: Left ventricular functions were unchanged postoperatively.
In the segmentectomy/lobectomy group, there
were no changes in right ventricular fractional area change
(RVFAC) or tricuspid annular plane systolic excursion
(TAPSE). However, TAPSE decreased from 19 (17–21) to
15.5 (14–16) in pneumonectomy patients (p=0.04). RVFAC
was 59.5 (58–61) preoperatively and 59 (58–61) at 6 months
postoperatively (p=0.049). Neither group showed differences
in pulmonary acceleration time or diastolic and systolic eccentricity
indices after operation. Tissue Doppler imaging
(TDI) revealed no deterioration in left ventricular functions,
but right ventricular diastolic functions (tricuspid E’/A’) were
impaired in both groups. Right ventricular S’, showing the
systolic function, was slightly decreased in the pneumonectomy
group, in addition to a decrease in isovolumic velocity
and isovolumic acceleration (IVA). Only IVA was decreased,
from 2.33 (1.79–3.14) to 2.17 (1.73–3.01) (p=0.001), in segmentectomy/
lobectomy group.
Conclusion: Segmentectomy/lobectomy should be preferred
over pneumonectomy when possible. Tissue Doppler imaging
may be routinely used as a part of echocardiographic evaluation
in patients with a higher risk of right ventricular dysfunction
in order for these patients to be candidates for a closer
cardiovascular follow-up. Amaç: Bu çalışmada, akciğer kanseri nedeniyle segmentektomi/lobektomi veya pnömonektomi ameliyatı yapılan hastaların altıncı ayda kalp ve solunum fonksiyonları değerlendirildi.
Yöntemler: Nisan 2012-Şubat 2014 tarihleri arasında akciğer kanseri nedeniyle segmentektomi/lobektomi planlanan 13 ve pnömonektomi planlanan 5 ardışık hasta çalışmaya alındı. Her iki grup ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrası 6. ayda solunum fonksiyon testleri ve ekokardiyografi ile değerlendirildi.
Bulgular: Ameliyat sonrası ölçümlerde sol ventrikül fonksiyonlarında değişim olmadı. Segmentektomi/lobektomi grubunda sağ ventrikül fraksiyonel alan değişimi (RVFAC) ve triküspit
anüler düzlem sistolik hareketi (TAPSE) değerlerinde anlamlı bozulma saptanmazken, pnömonektomi grubunda TAPSE 19’dan (17–21) 15.5’e (14–16) geriledi (p=0.04). RVFAC değeri ameliyat öncesi ölçümlerde 59.5 (58–61) iken ameliyat sonrası dönemde 59 (58–61) olarak saptandı (p=0.049). Her iki grupta pulmoner hızlanma zamanı, diyastolik ve sistolik egzantrisite indeksleri yönünden ameliyat öncesi ve sonrası dönem arasında fark saptanmadı. Doku Doppler görüntülemesinde her iki ameliyat türünde sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarında değişiklik olmadı. Sağ ventrikül triküspit E’/A’ her iki hasta grubunda anlamlı bozulma gösterdi. Sağ ventrikül sistolik S’değeri pnömonektomi grubunda hafif azalma gösterirken, segmentektomi/lobektomi grubunda anlamlı fark olmadı. Segmentektomi/lobektomi grubundaki hastalarda izovolumik akselerasyon (IVA) değerinde anlamlı azalma saptandı (2.33 [1.79–3.14]
– 2.17 [1.73–3.01] p=0.001). Pnömonektomi grubunda ise hem izovolumik velosite (IVV) hem de IVA belirgin olarak azaldı.
Sonuç: Segmentektomi/lobektomi mümkün olduğunda pnömonektomiye tercih edilecek yöntem olarak ön plana çıkmaktadır. Takipte doku Doppler görüntüleme analizi rutin ekokardiyografinin parçası haline getirilirse sağ kalbin etkilenmesi açısından riskli olabilecek hastaların hızlı, kolay bir şekilde tespiti ve yakın kardiyolojik değerlendirilmeleri mümkün olacaktır.